Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube, Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde psikolojik tedavi görev ve okuldayken atak geçiren öğretmenin 5816 sayılı kanuna (Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun) muhalefet suçlamasıyla görevden alındığını söyledi.
Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde bulunan Mevlana İlkokulu'nda görev yapan öğretmen, bir süredir psikolojik tedavi görüyordu. Perşembe günü okuldayken atak geçiren öğretmenin işlediği iddia edilen suça öğrencilerini de kattığı ifade edildi.
Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, "Unutmamalıdır ki; öğretmen bir insandır ve her canlı gibi başta memleketinde olmak üzere, evinde ve işyerinde yaşayacağı sorunlar çalışma hayatına da yansımaktadır. Öğretmenlerimizin yaşadığı ekonomik krizi görmezden gelerek, elinin tersiyle bir kenara iten AKP iktidarı; toplumu böldüğü gibi öğretmen-veli-öğrenci arasındaki ilişkiyi CİMER ve 147 hattına dayalı şikayetlerle uygulamaktadır" denildi.
"ÖĞRETMENLERİMİZİN PSİKOLOJİSİ BİZE BİLE DAYANIR!"
6331 sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu'nun kamuda uygulanmamasının eleştirildiği açıklamada, "Bu uygulama, memleket meselesi olan kamuyu atıl bırakmakta ve kamu çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlık sıkıntılarının ise üstünü örtmektedir. Öğretmenlerin belirli periyotlarla kontrol muayenesi ve destek tedavisine ihtiyaç duyacağını görmeyen AKP iktidarı ve onun Bakanları; öğretmenin bu konuda meslek hastalığına evrilebilecek psikolojik tahribatını ise işleyen bir robot olarak gördüğü öğretmenin sırtına yüklemektedir. Oysa gelişmiş ülkelerde uygulanan tek bir kontrol ve denetim aracı olan bu hususu ülkemizde ya unutulmuş ya da 'Öğretmenlerimizin psikoloji bize bile dayanır' düşüncesiyle kendi başına bırakılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
"TEDAVİSİ TAMAMLANMADAN MESLEĞE NASIL DÖNDÜ?"
"Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde bulunan Mevlana İlkokulu'nda bir öğretmenin yaşadığı/yaşatıldığı sorun tam da bu konuyu bir kez daha kamuoyunun gündemine sokmuştur" denilen açıklamada, "Uzun bir dönemdir psikolojik tedavi görmekte olan ve daha önce bu nedenle müfettiş incelemesi geçiren öğretmen, 5816 sayılı kanuna (Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun) muhalefet etmek eylemi nedeniyle açığa alınmıştır. İlgili öğretmenin psikolojik tedavi görmekte olduğu ve dün okulda atak geçirerek; kendisi yetmezmiş gibi öğrencilerine de bu suçu işleterek açığa alındığı bilgisi paylaşılmıştır. Burada sorulması gereken ilk soru ise yukarıda da ifade ettiğimiz; kamuda uygulanmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yaratacağı sorunlarla birlikte, daha da önemlisi öğretmenimizin çevresindeki bir meslektaşı veya öğrencisine zarar verecek bir boyutta yaşadığı psikolojik sağlık sorununun geçmişte yapılan inceleme sonrasında 'yeterli tedavisini tamamlamadan' mesleğe nasıl tekrar geri döndürüldüğü sorusuna kimin yanıt vereceğidir. Bir diğer yandan Anayasa'nın 48-A maddesinin 7. fıkrasında açıkça kimlerin memur olamayacağı tanımlanmış ve bunlar arasında 'görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak' maddesini ise görmezden gelinmektedir. 657 sayılı kanunun memur olma sıfatına haiz olup olmadığı il/ilçe milli eğitim müdürü tarafından veya okul idaresi tarafından kontrol edilmeye ve sürecin takibi yapılıp, yapılmadığı ivedilikle kamuoyuna bilgi verilmek suretiyle yanıtlanmalıdır. Çünkü 5816 sayılı kanuna muhalefet suçunu işleyen ve öğrencilerine işleten bir öğretmenin bu sürece kadar ulaşması münferit bir olay olarak tanımlanmayacak kadar büyük olup; doğrudan ilgili bölgedeki kamu idaresinin de nedendir bilinmez görmezden geldiği bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir" denildi.
"MERKEZİ BİR İNCELEME GEREKLİ"
"Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak ÖMK yerine; 1966 yılında ILO ve UNESCO ortak kararı olan 'Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi' uygulansaydı; bu ve ileri de artarak devam edeceğini düşündüğümüz cinnet geçirme ve psikolojik travma vakaları olmayacaktı" denilen açıklamada, "Eğer ÖMK geçerse bu süreç öğretmenin kendisine, meslektaşına, öğrencisine veya çevresindeki bir yakına zarar verecek toplumsal bir yıkıma doğru sürükleyecektir. Uzun bir dönemdir ruhsal sağlık problemi yaşayan ilgili öğretmenin ilgili idare ve ilçe milli eğitim müdürü tarafından görmezden gelinerek, eğitim vermesine devam ettirilmesi sorgulanması gereken bir konudur. Bir öğretmenin derste ülkenin kurucu değerlerine aykırı davranışına karşı sadece öğretmenin açığa alınması yeterli değildir. Çünkü bu olay münferit değil, birbirleriyle illiyet bağı olan ve kurumların aldığı kararlarla ilgili kamu idaresi de sorgulamaya ve açığa almaya kadar merkezi bir incelemenin gerekli olduğunu bizlere göstermektedir" ifadelerine yer verildi.
Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube Yürütme Kurulu, Milli Eğitim Bakanı tarafından kamu vicdanının rahatlatmak için yanıtlanması isteğiyle sorular da yöneltti.
Olayın Önlenebilirliği: Öğretmenin daha önce geçirdiği psikolojik krizler bilinmesine rağmen neden gerekli önlemler alınmamıştır? Bu konuda idarenin ve ilgili yetkililerin sorumluluğu nedir?
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun Psikolojik Etkileri: Yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun öğretmenlerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkileri yeterince değerlendirilmiş midir? Kanun bu tür psikolojik sorunların önlenmesi için yeterli önlemler yerine kanun teklifinde 76 farklı yerde tanımlanan disiplin hükümleriyle cezalandırılarak mı öğretmenlerimizin psikolojisinin düzeltileceğini düşünmektesiniz?
Destek ve Rehabilitasyon: Psikolojik sorunlar yaşayan öğretmenlere yönelik olarak ne tür destek ve rehabilitasyon hizmetleri sunulmaktadır? Mevcut sistem bu konuda yeterli mi? Bu konun işçi sağlığı ve iş güvenliği kanununun kamuda uygulanmaması bir eksiklik midir?
Periyodik Sağlık Kontrolleri: Öğretmenlerin periyodik sağlık kontrolleri neden ihmal edilmektedir? Bu tür kontrollerin düzenli olarak yapılması konusunda hangi adımlar atılmalıdır?