Rektör, MEB Bakan yardımcılığı, bakan, Ordu vekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Rektörlüğünü bilmeyiz, ancak kamuoyu MEB serüvenini yakından biliyor.

Bakan Ziya Selçuk ve kurduğu seküler ekibi içinde Özer hep İlim Yayma ve İmam Hatipli olmasıyla anıldı. Ekibin en muhafazakâr hikâyeye sahip olanıydı.

Rolünü güzel oynadı. Her ne kadar başlarda öyle görünmese de Ziya Öğretmenin bazı icraatları ile iyice pekişen “mahalle dışından biri” imajını iyi kullandı. Ne de olsa kendisi İlim Yayma yurdunda kalmıştı ve İmam Hatipliydi.

Bakan yardımcısıyken bakanın kuyusunu kazdığı hep söylenirdi. Sonunda muradına erdi ve bakan oldu. Eğitimi bilmediği anlaşılmasın diye sert davranması gerekiyordu, öyle de yaptı. Atamaları ve görevden almaları bir silah gibi kullandı. Eğitimci saygınlığı gitmiş, her kademeden yönetici bakanın elinde adeta oyuncak olmuştu.

Bir hikaye yazmalıydı. Ziya öğretmen bir vizyon belgesi yazmış ve insanları üç yıl oyalamıştı. O da önce mesleki eğitim sonra da okul öncesine sardı. MESEM öğrenci kayıtlarını artırmak için zorladığı kadronun mevzuat dışı harcadıkları paraları, mevcut yönetim hala toparlayamadı.

En önemli icraatını ise okul öncesinde yaptı. İlkokulların bünyesindeki anasınıflarını, bir gecede bağımsız anaokulu ilan etti. Cumhurbaşkanına her iki konuda tablolar sundu, salon programları yaptı.

Çıkardığı ÖMK yayınlandığı gün eskidi. Kulak tıkadığı makul talepleri ise giderayak bir rüşvet gibi kamuoyu ile paylaştı. Uzman öğretmenliği beş, başöğretmenliği on yıla indirecekti. İşine yaramadı ancak kendisinden sonra gelecek bakanın yoluna bir kocaman mayın daha döşemişti.

Hayali sınıflara atadığı kırk beş bin öğretmenden bin beş yüzü atandığı gün normal fazlası oldu. Sınavsız, 76. Madde ile atadığı şube müdürleri, okul müdürlüklerinden de oldu.

Komisyon başkanlığında ise muhalefet vekilleri ve muhalif sendikalarla sarmaş dolaş, mutlu mesut görev yaptı. Yeni ÖMK’ya sahip çıkmadı.

Şimdilerde anılarını yazacak. Çünkü artık onun eğitime, eğitim sistemine, öğretmen saygınlığına ve ülkenin geleceğine zarar verebilecek bir görevi kalmadı.

İşte hikaye bu kadar. Enkazın hala kaldırılamadı Sayın Özer, yolun açık olsun. Güle güle git. Arkandan dua eden epeyce bir bürokrat var, gözün arkada kalmasın!

A. Tanıl KARAKUŞ

Eğitimci Yazar