ŞEKERCİ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Adalet için ek yerleştirme diyerek feryat eden öğretmen adayı arkadaşlarımızın çığlığına kayıtsız kalmak kalpsiz ceset olmanın bir başka ifadesidir. Kontenjana girdiği halde mülakat neticesinde kontenjan dışında kalan öğretmenin gözyaşı, yıllardır hazırlandığı halde az alım sonucu sükûtu hayale uğrayanların küskünlüğü, kontenjan içinde sırası değişenlerin itirazı bizi olduğu kadar -eminim-gömleği baştan yanlış iliklemenin öteki adı mülakat ısrarcısı olan herkesi de rahatsız etmiştir.
İnsanların emeği ve ekmeği mevzu bahis olunca mülakat tedavülde olacak en son yöntem olabilir. Bu mülakatların tartışma merkezinde torpil ve kayırmanın olmaması kötünün iyisi olarak altı çizilecek bir tecrübe olarak kayıt altına alınabilir. Ancak, ne olursa olsun mülakat denen subjektif yöntemler daima sorun üretmiştir.
Zararın neresinden dönüleceğine ve nasıl dönüleceğine elbette karar verici biz değiliz. Ancak, bir Anadolu deyimiyle “Çıkardığı ses ürküttüğü kurbağaya değmeyecek” bir kompleks tahribata neden olunduğunda durumsal bir karar verilmesi, anın vacibi bir zorunluluktur.
Adalet, mülkün temelidir ve gecikmesi halinde tolore edilmesi en zor şey adalettir. Adalet incinirse, vicdanlar yara alır. Ve bugün yıllardır atanmayı bekleyen genç öğretmen adaylarının yaşadığı hayal kırıklığı uzun yıllara sari telafisi güç sorunlara neden olacaktır.
Elbette haksızlığa uğrayanlar için yargı yolu açıktır ve biz Eğitim Bir Sen olarak bu konuda destek olacağız. Ancak, yargının çözdüğü konu yürütmenin farkettiği yanlıştan dönüş yolu olamaz. Yürütme yani bakanlık, küstürdüğü kalpleri yeniden kazanacak, geleceğe olan inançlarını yitirmiş genç öğretmen adaylarının umutlarını yeşertecek bir adım atarak ek kontenjan konusunu masaya yatırması doğru olacaktır.
Adalet için ek yerleştirme, sorunun farkında olan MEB bürokrasisinin ortaya koyacağı çözüm önerilerinin merkezinde olmalı ve ortaya konacak her bir çözüm önerisi buna hizmet etmelidir.
İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı