YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Türkleri Anadolu’dan çıkarmak ve İslam’ın nurunu söndürmek için, 15 Temmuz 2016’da düzenlenen son Haçlı Seferi öncesi ve sonrasındaki gelişmeleri gelecek nesillere iyi anlatmalıyız. Gazze’de yaşanan soykırımı da bu çerçevede değerlendirerek, “işin şakası yok, eğer mücadeleyi gevşetir ve zaafa düşersek, eskisinden daha sinsi ve acımasız bir seferi daha başlatacaklar.” diye anlatmalıyız.
Yeni müfredat tartışmalarında çok gündem olmadı ancak, tarih öğretiminde önemli gelişmeleri münferit olaylar olarak değil birbirine bağlı süreçler olarak alan ve sebep-sonuç ilişkisini kuvvetlice kurmayı amaçlayan, yakın tarihi öğrencilere anlatmayı görev bilen yeni yaklaşımla bu konu etraflıca ders kitaplarında yerini alacaktır.
Her fırsatta dile getirdiğimiz, kendi değerlerinden beslenen, tarihini bilen, batıyı tanıyan ve ona karşı özgüvenini kuşanmış inançlı ve bilinçli nesiller yetiştirmek için ilk adım, ihanetin önce eğitim kurumları üzerinden organize olduğunu anlatmaktır. Eğitimdeki mücadelenin askeri mücadeleden önce geldiğini ve çok daha stratejik olduğunu unutmamalıyız.
15 Temmuz’a giden sürecin okulları ve eğitim sistemini esir alarak başlatıldığını, bugün vatan, millet, hürriyet diyerek ortalıkta dolaşanların, 28 Şubat’tan 15 Temmuz gecesi gecenin rengi netleşinceye kadar ne yaptıklarını tarih yazmalıdır. O gece verilen mücadelenin aslında bir kaç yıl önce eğitimde yapılan temizlikle başladığını, bazı sendikaların bugün hala dinmeyen serzenişlerinin o dönemden kaynaklandığını bilmeyenler, bugünü de anlayamazlar.
Durduğu yer yanlış olanlar, FETÖ ile mücadeleye hak gaspı olarak bakacaklardır. 15 Temmuz sonrasında kurularak fetöcü Aktif Sen’in rolünü hangi sendika üslendi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi hangi motivasyonla hareket etti sorusu önemli bir sorudur.
15 Temmuz, siyasetten sendikacılığa kadar etki etti ve adeta genetiği bozuk organizmalar gibi kurumlar ortaya çıkardı. Dili başka işi başka sendikalar türedi. Son dönem yaşanan birçok zorluğun yanında sendikal mücadelenin en büyük açmazı da bu durum oldu. Sendikal örgütlenme görüntüsü altında çeteciliğe, teröre ve sapkınlıklara destek olanlara bir de fetö destekçileri de eklendi.
Bugün ülkemizde milletin hayrına bir adım atmaya çalışanlar, öncelikle bu kendi içeride fakat kökü dışarıda kurumların yapacağı saldırı, çıkaracağı fitne ve cüret edeceği olayları dikkate almak zorunda kalıyor. Yasal dayanağı illegal işler uğruna kullananları her defasında milletimiz göremeyebilir diye not etmemiz gerekiyor.
FETÖ ve zihniyeti, darbe girişimi öncesinde olduğu gibi sonrasında da birçok alanı etki etmeye devam edecek. Önemli olan yapılması gerekenleri yapmak, aradan geçen sekiz yıl olduğu gibi göz açtırmamak ve her yıl dönümünü fırsat bilip mücadele azmini tazelemek gerekiyor.
Acılar gün gibi tazeyse, mücadele azmi ve millet iradesine saygı da o oranda güçlü ve kararlı olmalıdır.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri