Aleyhimde yayın yapan bir internet sitesi ve onun haberinde imzası olan MEB’de daire başkanı Mehmet Yılmaz isimli şahsın iddialarına cevap vereceğim.
Hakkımda şöyle denmiş: “MEB bürokratlarına hakaret, iftiradan soruşturma raporuyla Artvin ili Hopa ilçesine sürülmüş olduğunu öğrendiğim bu meczup zevat…” Bu zat “bürokratlar” kelimesiyle sözde benim birden fazla bürokrata hakaret ettiğimi ilan etmek istiyor ama böyle bir şey yok. Sadece bir bürokratla ilgili mahkemeye intikal etmiş bir olay ve onunla ilgili paylaşımlarımdan söz edilebilir. O da MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu ile ilgili olan ve bana saldırdığı için mahkemeye verip kazandığım davam ile ilgili bazı paylaşımlardır. Bu paylaşımlar dışında herhangi bir MEB bürokratıyla ilgili ne sosyal medya hesaplarımdan ne de yazmış olduğum yüzlerce eğitimle ilgili yazılarımda böyle bir şey kimse gösteremez. Zaten hakkımdaki iddialar da bu davaya konu olan ve iftiralardan ibaret bir şikâyet dilekçesiyle hakkımda başlayan bir soruşturma dosyasındaki iddialardan ibarettir. Şöyle ki; MEB’in İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu’nun bana saldırısının ardından bakanlık müfettişlerince çağırıldım ve karşıma“Ben 28 Şubat mağduru bir bayanım, İbrahim Demirkan Ak Parti’ye ve MEB bürokratlarına kurduğu sitelerle ayar çekiyor…” Yalanıyla isimsiz bir dilekçeyle, evet yanlış okumadınız isimsiz bir dilekçeyle malum sitede yayınlanan o uyduruk kartvizit, fake hesap mesajlı fotolarına dayanıp indi yorumlarla Artvin Hopaya sürdürdüler. Fakat sonrasında MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza AYDOĞDU bana saldırdığı için Ankara 30.Asliye ceza mahkemesi tarafından suçlu bulunarak cezalandırıldı. İftira ve küfürden Hopa’ya sürüldüğüm iddiasındaki iftira ve küfrün aslında bana atılmış bir iftira olduğu yukarıda bahsettiğim mahkeme kararıyla ispatlanmış oldu. Ayrıca bu sürgüne ilgili idari mahkemeye yaptığım başvuru kabul edildi ve mahkeme bu sürgün kararının hukuksuz olduğunu belirterek iptal etti.Şu an idarenin yani Milli Eğitim Bakanlığının bu kararı uygulamasını bekliyorum.Peki tüm bu saldırıların ardından bana uygulanan sürgün ve hakaret içerikli dosyanın içeriği kim tarafından bu siteye servis edildi ve bu haberler neden yapılıyor? Asıl üzerinde durulması gereken husus burasıdır ve kanaatimce bu iz “MEB’de kimin, kimle ne tür bir ilişkisi var?” sorusunun cevabını barındırıyor.
Benim birilerinin tetikçiliğini yaptığım, birilerinin desteğiyle haber yaptığım iddiası ise bir zırva, okkalı bir yalan ve iftiradır. Benim arkamda olduğu iddia edilen kişiler, benim arkama saklanmayacak onura ve cesarete sahiptirler.
Benim adımın soyadımın olduğu sözde kamuexpress yayın yönetmeni olduğuma ilişkin kartviziti de ben bastırmadım. Kendileri için paranoya haline gelen Kamuexpress sitesinde sadece yazarıyım.
Bana ait olduğu iddia edilen ‘ fake hesaptan haberi yayınla’ mesajı benim telefonumdan birine gönderilmişse, ispatı çok basittir. Mesaj gönderilen kişi çıkar ve der ki; bu mesaj bana gönderildi.
Benim yazarlık yaptığımdan bahsedilen ‘Baykal kasedi yayınlayan sahibinin FETÖ’den içerde olduğu haber sitesi’ derken habervaktim haber sitesini kastediyorsa o site hala yayında ve Cumhurbaşkanının yanında mücadele veriyor. Ama ben o sitede değil habervaktim gazetesinde yazılar yazdım. Habervaktim hala Ankara’da yayına devam eden FETÖ ile alakası olmayan, FETÖ’yle mücadele eden bir gazetedir.
Bu sitenin peygamberi gördüğüm, FETÖ’ye mesaj attığım, suçlaması, rüşvet aldıkları gerekçesiyle 17-25 Aralık operasyonları için FETÖ’ye malzeme olan ve Cumhurbaşkanımız tarafından da daha sonra devre dışı bırakılan siyasi isimlerden bahisle tercumaniahval’deki yazımın aslını ve tamamını aşağıdaki linkte veriyor ve herkesi bu yazıyı okumaya davet ediyorum. Bana bu iftirayı atanlar adamlarsa, bu yazının tamamının linkini tercumaniahval’den gösterip Cumhurbaşkanlığı’nı da etiketleyerek yayınlasınlar.
GÜLENİN GÜNAHI ERDOĞANIN SEVABI OLABİLİR Mİ ?-I-
http://www.tercumaniahval.com/gulenin-gunahi-erdoganin-sevabi-olabilir-mi-i/
GÜLENİN GÜNAHI ERDOĞANIN SEVABI OLABİLİR Mİ?-2. ve SON Bölüm-
http://www.tercumaniahval.com/gulenin-gunahi-erdoganin-sevabi-olabilir-mi-2-ve-son-bolum/
Peygamberi rüyamda görüyor olmamı bana yakıştıramayabilirsin, eyvallah ama bu konularda asla ve kat’a yalana tenezzül etmeyeceğime beni tanıyan herkes şahittir. Mavi Marmara olayından sonra peygamberimizi görmem ve bana ümmeti parçalamaması anlamında ‘ümmetin birliğine yardım etsin’ demesi o dönemdeki FETÖ’nün Mavi Marmara olayıyla ilgili batı medyasına verdiği olumsuz beyanlarıyla alakalı diye düşünmüştüm. Zaten tercumaniahval’deki yazıda da bunu belirtiyorum. Öyle müjde filan vermiyorum. Bu yazı üzerinden sözde beni FETÖ’cü göstermeye çalışıyor ama okuyan herkes bana bu iftiraları atan web sitesi gibi Mit krizinden sonra FETÖ’nün silahşörlüğünü yapmadığımı, cumhurbaşkanına şizofren diyecek kadar alçalmadığımı, tam tersi o tarihte cemaat diye anılan terör yapılanmasına eleştirilerimi gayet net görecektir.
“Bürokratlara karı kız işi var alkol alıyor vs. gibi iftiralar attığımıza” dair sözünü ispatlamak iddia sahibine düşer ama böyle pespaye bir yol tutmuş, iftirayla iş yapmış olsaydım bu müfterilerin mantığına göre çoktan birinin ayağını kaydırıp yerine oturmuş olurdum. Bu müfterileri, iddia ettikleri MEB bürokratlarına iftira haberlerini paylaşmaya davet ediyorum. Hangi haberlermiş bunlar? Böyle bir haber yok. Benim köşe yazılarımda ise bu konuda hükümetin işi sıkı tutması gerektiğine dair düşüncelerimi kimsenin ismini vermeden dile getirdim. Yazdıklarımın hepsi de yayında. Bana bu iftiraları atanların yaptıkları gibi yazdığımı silmiş değilim.
Hopa’ya kadar sürülmüş bir öğretmen olarak bu sürgünü hayatım boyunca göğsümde bir şeref madalyası olarak taşıyacağım. Bana yalanlarınız ve iftiralarınızla diz çöktüremediniz çöktüremeyeceksiniz de. İktidarı en çok yıpratan iktidar adına hareket ettiğini iddia eden kişilerin hatalarıdır. Hükümet kendini ‘Reisçi’ gibi gösterip her yaptığını bu şemsiye altında meşrulaştıracağını düşünen özellikle yaptıkları yanlışlara itiraz edenleri de FETÖ’cü diye damgalayıp sindirmek isteyen gerek bürokrasi gerek siyaset ve gerekse ticaretteki müptezellere izin vermemeli.
O iftira ve hakaret dolu haber için suç duyurusunda bulundum. Haber yayından kaldırıldı. Hesaplaşmam mahkeme kanalıyla devam edecek.
“Allah’ de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar.” (Enam,91)