Korona virüsten dolayı eğitime ara verilince aklıma ilk gelen şeylerden birisi de ücretli öğretmenler ve usta öğreticilerin durumu oldu. Aynı okulda aynı işi yaptığımız eskiden vekil öğretmen ama artık şimdilerde ücretli öğretmen olarak nitelendirilen bu meslektaşlarımızla birlikte usta öğreticiler de sadece girdikleri dersin ücretini aldıkları için maalesef büyük ihtimal daha da uzayacak olan koronavirüs tatilinden dolayı hiçbir ücret alamayacaklar. Siz hiç ücretli(vekil) doktor, ücretli (vekil) hakim, ücretli hemşire, ücretli polis duydunuz mu? Peki neden en hayati öneme sahip eğitim konusunun belkemiği öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırırcasına ‘ücretli’ sıfatını layık görüyoruz. Usta öğreticilikten gelen parayla hayatını idame ettiren eğitimcilerimiz var. Maaşı çok düşük olduğu halde ücretli öğretmenlik için başvuran ve çıkınca evini görev yapacağı ile, ilçeye taşıyan öğretmen arkadaşlarımız bile var. Şimdi nasıl geçinecekler peki? Belki alternatif iş yapar diyebilirsiniz ama şu ekonomik krizde kırk yıllık esnaf bile dükkanını kapatırken ücretli öğretmen ya da usta öğretici hangi işten para kazanabilir ki?
Peki tek sorun bu mu? Elbette değil ücretli öğretmenlik istihdamı yanlış bir strateji zaten başta yetkili sendika Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın olmak üzere Türk Eğitim Sen, Eğitim Sen ve Eğitim İş gibi sendikalar ve eğitim üzerine kafa yoran Türkiye’nin en büyük eğitim derneği ÖĞDER (Şuurlu öğretmenler Derneği) gibi STK’lar sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasının bir an önce bitirilerek kadrolu öğretmen istihdamına geçilmesini istiyor. Bu sorunun çözümü noktasında bir basın açıklanası yapan ÖĞDER başkanı Hamdi Sürücü ‘Bir kararname kadar yakın diyerek’ Cumhurbaşkanının bu sorunu çözebileceğini belirtti. Öğretmenleri sınıflara ayıran değil sadece kadrolu olarak istihdam edecek bir anlayış iş barışını koruduğu gibi çalışan öğretmene iş güvencesi verdiği için eğitimde de kaliteyi artıracaktır. Kadroyu verince mali yükümüz artar hesabı da yanlıştır eğitime yapılacak bu yatırım diğer alanlara yapılan yapılan yatırımlar kadar hayatidir. Devlet bunu yapamayacak kadar aciz değildir.
Ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler için acil yapılması gereken işlerden ilki şu uzaması muhtemel idari izinde yani korona tatilinde ücretli öğretmenlerin girdikleri ders saati kadar ücretin kendilerine verilmesi olmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomik krize karşı aldıkları tedbirlerle bu süreçte krize girmesi muhtemel kesimlerin zararını önlemeye çalıştıklarını ortaya koydu. İşte bu kesimlerden biriside ücretli öğretmenler ve usta öğreticilerdir. Bu konunun çözümüyle ilgili Milli Eğitim bakanı Ziya SELÇUK’un bir çalışma yaptırdığına dair duyumlar alıyoruz ama sadece duyum henüz resmi olarak açıklanmış bir şey yok. Ücretli ve usta öğretmenlerin bu dramını yüreğinde hisseden herkesi cimere benim gibi şu kısa metni yazmaya davet ediyorum; ‘ Ülkemizde sayısı 150 000’i bulan ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler var. Korona virüs sebebiyle okulların, halk eğitim merkezlerinin de tatil olmasıyla ücretleri yatmayacak bu da öğretmenlerimizi, usta öğreticilerimizi ekonomik olarak zora sokacak. Bu konuda bir adım atılarak tatil süresince kayıplarının telafisini istiyoruz. Öğretmenlik mesleğini icra eden ücretli öğretmenler ya da usta öğreticilerin kadrolu öğretmenlerle aynı işi yaptığı halde farklı ücretlere tabi tutulmasına bir an önce son verilmelidir. Artık öğretmenlerin kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi sınıflara ayrılmasının da bu tip olayların ortaya çıkmasıyla nasıl bir soruna dönüştüğünü tüm kamuoyu görüyor. Bu konuda atılacak her adım eğitimin kalitesini artıracaktır. Yetkililerin bu konuda acilen adım atmasını bekliyoruz ’ İnşallah bu sesimiz yankı bulur da önümüzdeki Ramazan ayına ve bayrama ücretli öğretmenlerimiz mutlu ve huzurlu bir şekilde girerler. Şimdiden sağlıklı sıhhatli ve huzur dolu, kimsenin ekonomik sıkıntı yaşamadığı günler dilerim.